2 Şubat 2015 Pazartesi

Albert Einstein Hakkında Bilinmeyenler

1- Konuşmayı çok geç öğrendi

Einstein 7 yaşına kadar konuşmakta isteksizdi. İleriki yıllarda ortaya çıkan fiziğe aşırı düşkünlüğü, karısına yaptığı dayatmalar, müzikal yeteneği ve ilgisi gibi özelliklerine bakıldığında ortaya "aspergel sendromu", yani çocuklarda dil ve davranış gelişimini etkileyen otizm spektrum bozukluğunun varlığından söz edilebilir


                      


2- Okul hayatı bilinenin aksine hiç de kötü değildi

İnternette dolaşan dedikoduların aksine Einstein'ın sadece 12 yaşındayken yüksek matematik hesaplarını çözdüğünü duymak sizi şaşırtmaz herhalde. Eğitimi boyunca başarısız olduğu tek konu üniversite girişi gibi psikolojik dayanma gücü gerektiren sınavlardı.  

              




3- Fırtınalı aile hayatı olan haylaz bir adamdı

İlk eşi Maric'le 1919'a kadar süren evliliği boyunca yazdığı mektuplarda bile flörtlerinden bahseden Einstein, ikinci eş olarak metresi ve aynı zamanda kuzeni olan Elsa'yı ikna ederken, bir yandan da Elsa'nın kızıyla evlilik hayalleri kurabilecek kadar haylaz bir adamdı.

                   

4- İsrail başbakanlığı için aldığı teklifi geriçevirdi


İsrail'in ilk cumhurbaşkanı olan Chaim Weizmann dünyaca ünlü bir kimyacıydı ve ölümünün ardından İsrailliler şimdi de dünyaca ünlü bir fizikçi olan Einstein'ı görmek istiyorlardı. Ancak Einstein ileri yaşını da öne sürerek kendisini hayatı boyunca insanlara değil cisimlere adadığını söyleyerek teklifi kibarca geri çevirdi.

5- Gizemli sevgilisinden gayrımeşru kızı vardı

Zürih'teki üniversite yılları sırasında ileride ilk karısı olacak Mileva Maric'e aşık oldu. 19.yy avrupasına göre fazlaca modern kaçan evliliğe, Maric'in kendisinden yaşça büyük olması sebebiyle babası da izin vermedi. Çiftin, 1902 yılında babasının ölümünün ardından bir kızları oldu.


6- Buzdolabını "yeniden" icat etti

Tamirciliğe de merakı olan Einstein, Berlin'deki bir ailenin buzdolabının hatalı contalarından sızan toksik soğutucu yüzünden öldüğünü öğrenince Budapeşteli fizikçi Leo Sziland ile birlikte oynak parçaları olmayan, elektrik gerektirmeyen, soğutucuyu sabit, güvenli bir basınçta dolaştıran bir buzdolabı için patent almayı başardı.

7- 1905 yılına "Einstein'nın muhteşem yılı" dendi

Mezun olduktan sonra bir yandan doktora tezini hazırlarken bir yandan da İsviçre patent ofisinde çalışıyordu. Düşünmeye ve hayal kurmaya bolca vakti olan Einstein o muhteşem 1905 yılında uzay, zaman, kütle ve enerji konularında modern fiziğin temelleri kabul edilen 4 eşsiz makale yayınlayarak dünya tarihine imzasını attı.

         


8- Nobel ödülünü görecelik kuramıyla almadı

1916 yılında tamamlayarak yayınladığı görecelik kuramındaki en önemli anahtarlardan biri olan yerçekimi mercek etkisini kanıtlamak yıllar sürdü. Astronomlar nihayet 1919' daki bir güneş tutulması sırasında yıldızların bükülmesini doğrulasa da 1921 Nobel Fizik Ödülü'nü görecelik kuramıyla değil, fotoelektrik etki üzerine yaptığı çalışmalardan dolayı almıştı.


9- Rehine görüşmelerinde arabuluculuk yaptı

Einstein savaş karşıtı biriydi ve Dünya Savaşı sırasında çoğu meslektaşı bilgeliklerini devlete fayda sağlamaktan yana kullanırken O bunu reddetti. İşte o kargaşalı dönemlerde Berlin Üniversitesi'ndeki öğrencilerin rektörü ve birkaç profesörü rehin aldığı olaylarda risk alarak arabuluculuk rolünü de üstlendi.



10- Ölümünün ardından beyni çalındı

76 yaşında hayatını kaybeden Einstein'ın otopsisini yapan Harvey adındaki patalog bedeni yakılmak üzere hazırlarken beyni kendi sefer tasına koyarak eve götürdü. Uzun yıllar beyne takıntılı bir şekilde yaşayan Harvey yıllar sonra beynin bir kısmını bir uzmana gönderdi ve Einstein'ın beyninde normal insana nazaran daha fazla glial hücre (beyin nöronlarını besleyen hücre) bulunduğu ortaya çıktı.








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder